İNTERNET DOLANDIRICILIĞI VE BANKALARIN SORUMLULUĞU
Emek ve sermayenin 2010'lu yıllarla başlayan değişim ve dijitaleşme süreci, iktisadi hayatın içine dijital bankacılık ürünleri ve hizmetlerinin girmesi ile ivme kazanmıştır. Bu kapsamda, bankacılık ürünlerinin dijitalleşme süreci beraberinde bankacılık ürünleri kullanan kurumsal ve diğer müşterilerin hızlı ve az masraflı bankacılık hizmetlerine ilgisini artırmış, diğer taraftan da bu ilgi dijital güvenlik problemlerinin ve dolandırıcılık eylemlerinin de odağı haline gelmesini kaçınılmaz kılmıştır. Tüketicinin bankacılık ürünlerinde dijital hizmetleri ve ürünleri kullanırken karşılaştıkları güvenlik sorunları ve aldatılma ile uğranılan zararların tazmini ile bu hizmeti sunan bankaların sorumluluklarının değerlendirilmesi gerekliliği bir hukuki mesele halini almıştır.
Özetle, banka basiretli tacirden beklenen özeni göstermek zorunda olup, en hafif kusurundan dahi sorumludur ve bu sorumluluğu kaldıran sözleşme hükümleri de geçerli değildir. Bankalar, bir güven kurumudur, objektif özen borcu bulunduğundan, topladıkları mevduatı sahteciliklere karşı özenle korumak zorundadırlar.
Bankadaki mevduatlara karşı tüketicinin rızası dışında gerçekleştirilen her eylem tüketiciye karşı değil, mevduat sözleşmesi uyarınca (karz- usulsüz tevdi) mülkiyeti kendisine geçen paranın maliki bankaya karşı işlendiğinin kabulü gerekmektedir.
BDDK’nın 14 Eylül 2007 tarihli 26643 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan “Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliğ” in 8, 14, 15. maddelerinde de bankaların müşteri bilgilerini ele geçirmeye yönelik saldırılara karşı, olası tehditleri önceden belirlemeye ilişkin sistemsel ve yazılımsal önemleri alma zorunluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca, basiretli bir tacir olan bankadan beklenen sunulan hizmetlerin 3. kişilerin kullanımına yahut istismara açık bir şekilde sunulması değildir. Sunulan hizmetin her tüketicinin bireysel ihtiyacına yönelik olması özelleştirilmesi ve kişiye özgülenmesi gerekliliği de dijital servislerin objektif yükümlülüğüdür.
Bu tür dijital hizmetin güvenlik açıklarından kaynaklanan kandırılma ve adatılma sorunlarıyla karşılaşan ve zarara uğrayan tüketicinin, yaşadığı mağdurîyetin giderilmesi ve bankanın sorumluluğunun tespitinde başvurulacak merciler parasal sınırlar gözetilerek Tüketici Hakem Heyetleri veya Tüketici Mahkemeleri'dir.



2005 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. 2007 yılından bu yana Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği üyesidir ve fiilen avukatlık yapmaktadır. 2014 -2016 yılları arasında Ankara Barosu Disiplin Kurulunda görev almıştır. 2016-2018 yılları itibariyle Ankara Barosu Staj Kurulunda danışman olarak görev almış, 2016-2018 Yıllları arasında Savder Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmüştür. 2018-2021 yılları arasında Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeliğini üstlenmiştir. İş Hukuku, Ticaret Hukuku, Miras Hukuku, Ceza Hukuku, İdare Hukuku, Aile Hukuku alanlarında danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. Çok iyi derecede İngilizce bilmektedir.